Bu şehirde kimlerin gazeteci olduğu da, kimlerin gazeteciliği işine geldiği gibi kullandığı da bellidir. Basın davetleri üzerinden yapılan ayrımcılık artık “iddia” değil, açık bir gerçektir. Ve bu gerçeğin arkasına saklanacak hiçbir mazeret kalmamıştır. O yüzden bir kez daha soruyorum: Ben neden çağrılmadım?
Bu sorunun cevabı teknik bir hata, iletişim eksikliği ya da “yanlış anlaşılma” değildir. Bu sorunun cevabı bilinçli bir tercihtir. Basını, kendince “uygun olanlar” ve “uygun görülmeyenler” diye ayıran bir zihniyetin ürünüdür. Basın sorumluluğu makamında oturup, basını filtreden geçirmeye kalkmak; o makamın ağırlığını taşımamaktır.
Şunu açıkça yazmak gerekiyor:
Basın sorumlusu olmak, liste memuru olmak değildir.
Basın sorumlusu olmak, hoşuna gitmeyeni silip, biat edeni çağırmak değildir.
Basın sorumlusu olmak, eleştirel kalemlerden kaçmak hiç değildir.
Kendi beceriksizliğini örtmek için Erzurum Gazeteciler Derneği’ni işaret etmek ise işin en çirkin tarafıdır. Bu şehirde gazeteciliğin onurunu yıllardır ayakta tutan bir kurumu, kişisel hatalarına kalkan yapmak; ne siyasi ahlaka ne de insani duruşa sığar. Dernekler günah keçisi değildir. Hele ki basını bir arada tutmaya çalışan yapılar hiç değildir.
Buradan açıkça söylüyorum:
Eğer çağrılmamam bir tercihti ise, bu tercihin siyasi ve ahlaki sorumluluğu vardır.
Eğer çağrılmamam bir “cesaret eksikliği”nin sonucuysa, bu daha da vahimdir.
Eleştiriden korkanların, basınla işi olmaz.
Erzurum basını hafızasız değildir. Kim basını kucakladı, kim parçaladı; kim adil davrandı, kim ayıkladı; hepsi kayıttadır. Bugün davet listeleriyle güç devşirdiğini sananlar, yarın o listelerin dışında kaldıklarında neyi kaybettiklerini anlayacaklardır.
Ben neden çağrılmadım sorusu, kişisel bir mesele değildir. Bu soru; basını dizayn etmeye çalışan anlayışa karşı sorulmuş bir meslek sorusudur. Ve bu sorunun cevabı verilmeden yapılan her açıklama, yalnızca kaçak güreşmektir.
Basını yok sayanlar şunu iyi bilsin:
Basınla kavga edenler, sonunda gerçeğin kendisiyle baş başa kalır.
Ve o hesap, hiçbir basın açıklamasıyla kapanmaz