Günün ilk ışıklarıyla birlikte Temmuz güneşi Erzurum Ovası’na yayılırken, genç bir öğrenci valizini usulca kapatıyor. İstanbul’a dönmesi gerek. Lakin bilet fiyatı aklını başından almış: tek yön 7.000 TL. Bir kenarda emekli bir baba hesap makinesine sarılıyor—bir uçak bileti, maaşının neredeyse tamamı kadar. Bir doktor, kongreye katılmak istiyor ama vazgeçiyor; çünkü haftada sadece üç uçuş var. Dadaşlar şehri gökyüzüne hasret...
Bu, yalnızca bir ulaşım sorunu değil; bu, adaletsizlikle çevrilen görünmez bir duvar. Erzurum, kaderine küsmeden ama hakkını da aramaktan vazgeçmeden diyor ki:
“Biz vatandaşız. Uçak biletinde bile eşit yurttaş olmak istiyoruz.”
“Bu Biletle Siz Uçabiliyor Musunuz?”
Sosyal medyada yankılanan isyan cümlelerinden biri kulaklardan silinmiyor:
“Sayın yetkililer, siz bu fiyatlara gerçekten uçabiliyor musunuz?”
Bu soru, bir eleştiriden öte; bir haykırış, bir sorgulayış. Erzincan ve Trabzon’a uygulanan ucuz tarifelerin maliyeti neden Erzurum’a yükleniyor? Bu mantık, haksızlık değil de nedir? Türk Hava Yolları bu konuda sessiz. Yetkililerden gelen açıklamalar ise ya muğlak, ya etkisiz. Ve bu arada Erzurum halkı, her geçen gün biraz daha yalnız kalıyor gökyüzünde.
Hızlı Tren Neden Yine Yolda Yok?
Erzurum, yıllardır bekliyor. Yolun ucunda umut, hatta hız var. Ama “Yüksek Hızlı Tren” hala bu şehrin platformundan geçmedi. 2026 Yatırım Programı açıklanıyor ve Erzurum yine dışarda. Gerekçe: “Deprem bölgeleri öncelikli.” Kimse itiraz etmiyor ama şu soru kalıyor geriye:
“Erzurum’a yapılacak yatırım, tüm bütçenin yalnızca %2’si kadar. Bu çok mu?”
Elbette ki hayır. Hele ki Erzurum gibi doğu kalkınmasının anahtarı olan bir şehirse konu. Çünkü Erzurum’un yükselişi, yalnızca kendisinin değil; Ardahan’ın, Kars’ın, Bayburt’un da nefes alması demektir.
Bu Şehri Yalnız Bırakılmamalı
Artık Erzurum için "sürpriz" değil, adalet istiyoruz. Lütfen birileri çıkıp desin ki:
“İstanbul-Erzurum uçuşları artık erişilebilir fiyatla yapılacak.”
“Sefer sayısı artırıldı, herkes yer bulabilecek.”
“Hızlı tren Erzurum’a geliyor. 2026’da raylardayız.”
“Dadaşlar diyarı, artık kalkınma planlarının merkezinde.”
Çünkü Erzurum, sadece yüksek karlı dağları, soğuk kışları ya da dadaşlarıyla değil; haklı mücadelesiyle de ülkenin vicdan terazisidir.
Gökyüzü Herkese Ait
Yüksek sesle değil, yürekten söylüyor Erzurum:
“Biz göğe bakmak istiyoruz, ama sadece dua etmek için değil—uçmak için, umutla yola çıkmak için.”
Bu çağrı sadece Erzurum’un değil; adil, eşit ve erişilebilir bir Türkiye hayal eden herkesin çağrısıdır.
Son günlerde Erzurum halkı büyük bir ulaşım kriziyle karşı karşıya. İstanbul-Erzurum uçuşlarında tek yön bilet fiyatlarının 7.000 TL’ye kadar çıkması, kentte yaşayan birçok yurttaşı ekonomik ve sosyal anlamda zor durumda bırakıyor. Haftada yalnızca üç ya da dört uçuş seferinin yapılması ise problemi daha da derinleştiriyor.
Ulaşımda adalet beklentisiyle sesini duyurmaya çalışan Erzurumlular, çareyi sosyal medya üzerinden protesto etmekte buldu. Vatandaşlar yüksek fiyatlara tepki gösterirken, temel talepleri “eşit yurttaş” muamelesi görmek. Ancak gelinen noktada Erzurum halkı kendilerini adeta “üvey evlat” gibi hissettiklerini dile getiriyor.
“Bir kentte yaşamak demek, yalnızca orada oturmak değil; ulaşım, eğitim, sağlık ve yatırım açısından eşit hizmet görmek demektir.”
Uçak bileti fiyatlarının bu denli yüksek olması, özellikle öğrenciler, sağlık hizmeti almak isteyen hastalar, iş insanları ve turizmle ilgilenen kesimler için büyük bir engel teşkil ediyor. Ekonomik uçuş fırsatlarının bulunmaması, Erzurum’un hem iç göç vermesine hem de turistik cazibesinin azalmasına sebep oluyor.
"Siz Bu Fiyatlara Uçabiliyor Musunuz?"
Vatandaşların sosyal medyada dile getirdiği ortak serzenişlerden biri de şu:
Tepkiler Yetkililere: “Siz Bu Fiyatlara Uçabiliyor Musunuz?”
“Erzincan ve Trabzon’a ucuz tarife uygulayanlar, bu zararı Erzurum’a yıkarak mı telafi etmeye çalışıyor? Bu adil değil.”
Bazı iddialar, Türk Hava Yolları’nın diğer illerdeki düşük ücret politikalarının maliyetini, Erzurum’da yüksek fiyatlarla dengelemeye çalıştığı yönünde. Ancak bu iddialarla ilgili resmi ve net bir açıklama yapılmış değil. Erzurum halkı, ilgili kurumların ve siyasilerin bu konuda artık daha şeffaf ve çözüm odaklı adımlar atmasını istiyor.
Hızlı Tren Talebi: Yatırım Programına Neden Dahil Edilmiyor?
Uçuş sorunu kadar yakıcı bir diğer konu da Erzurum’un Yüksek Hızlı Tren (YHT) ağından hâlâ mahrum oluşu. 2026 Yılı Yatırım Programı’nda Erzurum’un adının geçmemesi, büyük hayal kırıklığı yarattı. Vatandaşların aklındaki soru net:
“Anadolu’nun doğusunda stratejik bir şehir olan Erzurum bu projeye neden dahil edilmiyor?”
Geçtiğimiz günlerde Erzurum Milletvekili Fatma Öncü’nün, “Deprem bölgelerinin yaraları henüz sarılmadı, bu nedenle Erzurum’a yatırım planlamıyoruz” açıklaması, tepkiyle karşılandı. Çünkü Erzurum’a yapılacak yatırımların, deprem bölgesine yapılacak yatırımların ancak %2’si kadar bir bütçeyle mümkün olabileceği vurgulanıyor. Kaldı ki Erzurum’un kalkınması, bölgeyi de güçlendirecektir.
Erzurum Artık Göz Ardı Edilmemeli
Uçak fiyatlarının makul düzeye çekilmesi,
Haftalık sefer sayısının artırılması,
YHT projesinde Erzurum’un hak ettiği yeri alması,
Bölgesel yatırım eşitliği sağlanması
bu kentin en temel beklentileri arasında.
Erzurum, tarihiyle, kültürüyle, stratejik konumuyla Türkiye’nin en önemli şehirlerinden biridir. Artık bu şehir için bir “sürpriz” değil, hak edilen hizmetlerin planlanması gerekmektedir. Vatandaşlar; devletten, siyasi temsilcilerden ve ilgili tüm kurumlardan bu yönde somut adımlar beklemekte.
Gelin hep birlikte “Dadaşlar Diyarı”na hak ettiği ilgiyi gösterelim: Erzurum da hızlı gitsin, hızlı gelsin. Gelişsin, güçlensin, göç vermesin.