Erzurum’da yeni açılan bir züccaciye mağazasının açılışına özel uyguladığı “yüzde 50 indirim” kampanyası, ticari heyecandan çok kaosa ve güvenlik zaafiyetine sahne oldu. Sabahın erken saatlerinden itibaren alışveriş merkezine akın eden yüzlerce vatandaş, yeterli önlem alınmaması nedeniyle adeta izdihamla karşı karşıya kaldı. İndirim sevinci, dakikalar içinde panik havasına dönüştü; vatandaşlar ezilme tehlikesi atlattı, ürün reyonları yağma görüntüleriyle karşı karşıya kaldı.

İlgi mi, İhmalkârlık mı?

Mağaza yetkililerinin "büyük ilgi gördük" diyerek övünmeye çalıştığı bu tablo, gerçekte plansızlığın ve ticari popülizmin dramatik bir yansımasıydı. Zira sınırlı metrekarelik bir alanda, kamu güvenliği hiçe sayılarak, olağanüstü rağbet göreceği bilinen bir kampanyanın başlatılması, hem mağaza yöneticilerinin hem de ilgili denetim makamlarının sorumluluğunu sorgulatır hale getirdi.

Tüketici Onuru Ayaklar Altında

İnsanlar, birkaç tencere ya da cam eşyaya daha ucuza sahip olabilmek için birbirini ezme pahasına raflara yönelirken, mağaza içinden yükselen bağrışmalar, izdihamdan dolayı yere düşen müşteriler, vitrinlerin devrilmesi, modern perakendenin toplumu nasıl yönettiğine dair düşündürücü anlara dönüştü. Tüketicinin onurunu ve güvenliğini hiçe sayan bu yaklaşımlar, kâr uğruna her şeyin mübah görüldüğü günümüz alışveriş kültürünün dramatik özetlerinden biri oldu.

İndirimden Çok İbretlik Görüntüler

Kampanya, kuşkusuz tüketici dostu bir adım gibi görünse de, plansızlık nedeniyle geride kalan sahneler bir alışveriş gününü değil, adeta “kriz anı tatbikatını” andırdı. Üstelik olay anlarında mağaza içi yeterli güvenlik personeli bulunmadığı, kalabalık yönetimi konusunda hiçbir rehberlik sağlanmadığı gözlemlendi. Yaralanan ya da baygınlık geçiren kişilerin olup olmadığı ise kamuoyuna net biçimde açıklanmadı.

Bu Bir Başarı Değil, Ders Niteliğinde Bir Felaket

Ticaretin canlanması için kampanyalar düzenlenebilir, açılışlar yapılabilir. Ancak bunun belirli standartlar ve toplum sağlığına duyarlı bir şekilde gerçekleştirilmesi gerekir. Aksi halde ne indirim cazibesi kalır, ne de mağazanın itibarı. Vatandaşlar sosyal medya üzerinden yaşadıkları memnuniyetsizlikleri paylaşırken, birçok kişi “bir tencere için bu kadar rezilliğe değer mi?” sorusunu yöneltti.

Bu olay, sadece bir mağaza açılışının başarısızlığı değil; aynı zamanda tüketici hakları, şehir güvenliği ve ticari sorumluluklar konusunda yeniden düşünmemiz gerektiğinin somut bir göstergesidir.